Resmi Evrakda Sahtecilik Suçu (TCK 204)

Üç farklı seçimlik hareketle kasten işlenebilen bir suçtur:

· Sahte resmi belge üretilmesi veya mevcut resmi belgenin gerçeğe aykırı düzenlenmesi

· Gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi

· Sahte resmi belgenin kullanılması

Resmi evrakta sahtecilik suçu ile özel evrakta sahtecilik suçu arasındaki en önemli fark, resmi evrakta sahtecilik suçunun konusu evrakın gerçeğinin yetkili resmi memur tarafından düzenlenebilen belgelerden olmasıdır.Resmi evrakta sahtecilik suçu yüz kızartıcı suç kapsamındadır.

Suçun oluşması için belgenin kullanılmış olması gerekmeyip, yalan veya gerçek olmayan beyanları içeren belgenin tamamlanmasıyla suç oluşmuş olur.

MAĞDUR

Resmi evrakta sahtecilik suçu bir kişi aleyhine işlense bile suçun mağduru daima devlettir. Fail, suçu işleyerek kamu güvenini sarsmıştır. İşlenen suç nedeniyle maddi-manevi zarar gören gerçek kişiler mağdur değil, “suçtan zarar gören sıfatıyla şikayetçi olup yargılamaya katılabilirler (Yargıtay Ceza Genel Kurulu – 2014/202 K.).

ŞİKAYET SÜRESİ

Resmi evrakta sahtecilik suçu, şikayete bağlı olmadığından herhangi bir şikayet süresi yoktur. Bu suçun zamanaşımı süresi 8 ile 15 yıldır.

SUÇUN ŞARTLARI

Resmi evrakta sahtecilik suçunun konusunu oluşturan belge bazı özelliklere sahip olmalıdır. Suçun konusu olan belgenin özellikleri şunlardır:

1- Resmi Belgede Sahtecilik Yazılı Belge Üzerinde İşlenebilir

Resmi belge, yazılı olmalı ve belgede bilinen bir dil kullanılmaldır. Ancak okunabilen evraklar resmi belgede sahtecilik suçunun konusu olabilir. Okunamayan ve içeriği anlaşılmayan belgeler zarar olasılığı doğurmayacağından bu suçu oluşturamazlar.

2- Resmi Evrakta Sahtecilik Delil Değerine Sahip Belge Üzerinde İşlenebilir

Resmi belgenin herhangi bir hukuki değeri yoksa suç da oluşmaz. Hukuken delil niteliğine sahip evraklar “Mahsus Evrak” ve “Tesadüfi Evrak” olmak üzere ayrılırlar. Mahsus evrak, belli bir konuda delil olarak düzenlenen resmi belgedir. Örneğin bir suç tutanağı, ilam, borç senedi, sözleşme, noterden verilen vekaletname, mahkeme ilamı, icra dairesi ödeme emri, nüfus cüzdanı, pasaport, araç ruhsatı vs. gibi evraklar mahsus evrak niteliğindedir. Tesadüfi Evrak ise belli bir konuda delil olarak düzenlenmemesine rağmen içeriği nedeniyle sonradan delil niteliği kazanan belgedir. Örneğin tesadüfi evraktan sayılan bir aşk mektubu da içerdiği düşünceler bakımından boşanma davasında kanıt olarak kullanılabilir ve özel belge sayılır.

3- Resmi Belgeyi “Düzenleyen” Belgeden Anlaşılmalıdır

Resmi belgede sahtecilik suçunun konusunu oluşturan belgenin gerçeğinin bir kişi veya kurum tarafından düzenlenmesi gerekir. r. Kimin düzenlediğinin bilinmesi demek, fiilen yazıyı yazanın (örneğin sekreterin) değil, kim adına düzenlendiğinin bilinmesi anlamına gelmektedir. Düzenleyen kişi ad-soyad ve imzayla anlaşılabileceği gibi evrakın üzerinde olan bir amblem veya işaretle de anlaşılabilir. Örneğin, resmi nitelikli evrak olarak kabuledilen kambiyo senetleri altındaki imza düzenleyen kişiyi ispatlar.

4- Resmi Belge Mutlaka Kamu Görevlisi Tarafından Düzenlenmeli

Belgede adı geçen kamu görevlisinin suçun konusu olan resmi belgenin gerçeğini düzenleme yetkisi olmalıdır. Kamu görevlisi kavramı, TCK 6/1-c maddesinde tanımlanmıştır. Ayrıca bu tanım kapsamına girmese dahi, ilgili özel yasasında yer alan hükümler dolayısıyla da bir kişinin görev dolayısıyla kamu görevlisi sayılması mümkün olabilir. Örneğin KİT personeli hakkındaki 399 sayılı KHK 11/b maddesindeki hüküm bu şekildedir. Gerçeği kamu görevlisi tarafından düzenlenmese bile resmi belgede sahtecilik suçunun meydana gelmesine neden olan belgeler şunlardır: Bono veya çek gibi kambiyo senetleri, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil, vasiyetname.

Resmi Belgenin Özel Şekil Koşulları

Resmi evrakta sahtecilik suçunun vücut bulması için belgenin mutlaka belirli bir şekilde düzenlenmesi şartı yoktur. Ancak, TCK dışındaki herhangi bir kanun, bazı resmi belgeler için özel şekil şartları öngörmüşse belgenin o kanunda belirtilen usul ve şekil şartlarına uygun düzenlenmesi gerekir.

Zarar Olasılığı

Resmi belgede sahtecilik suçu hem kamu güvenini bozmalı hem de kişilerin haklarını ihlal ederek zarar olasılığı doğurmalıdır. Suçun konusu resmi evrakın somut bir zarar meydana getirmesi şart değildir. Yargıtay birçok kararında sahtecilik suçunun oluşması için zararın varlığının şart olmayıp, zarar olasılığının yeterli olduğunu belirtmiştir; “Evrakta sahtekarlık suçlarında …fiilden bir zararın ortaya çıkması aranmamakta, zarar olasılığı yeterli görülmektedir.”

Zarar Verme Bilincinin Varlığı

Örneğin bir olayda; “şirket pazarlama elemanının, satın alan işyerinin o sırada işyerinde bulunmayan Muammer adına kayıtlı olması nedeniyle bononun onun adına düzenlendiğine ve onun çalışanı olan sanığın da Muammer adına bonoyu imzaladığını açıkladığı olayda, imzanın kim tarafından atıldığının şirket elemanınca bilinmesi karşısında, suçun yasal unsurlarının oluşmadığına” karar verilmiştir.178 Yine benzer bir olayda suçun manevi unsurunun oluşmayabileceği ifade edilmiştir.

Aldatıcılık

Resmi belgede sahtecilik suçunun en önemli şartlarından biri belgenin “aldatıcılık” özelliğine sahip olmasıdır. Belgedeki aldatıcılık özelliği objektif olmalıdır. Belgenin objektif özellikleri sebebiyle değil de, şahsın kişisel hatası, dikkatsizliği veya özensizliği nedeniyle zarar olasılığı doğmuşsa aldatıcılıktan bahsedilemez. Mağdur veya suçtan zarar gören şahıstan kaynaklanan kişisel hatalar iğfalin meydana gelmesine neden olmuşsa resmi belgede sahtecilik suçu oluşmaz. Yargıtay, sahtecilik suçunda zarar olasılığı ile aldatma kabiliyeti arasındaki bağı şöyle açıklamıştır; “ Zarar olasılığının bulunması için belgede yapılan sahteciliğin çok sayıda kişiyi aldatacak nitelikte olması, bir başka anlatımla belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması gerekir. Aldatma keyfiyeti belgeden objektif olarak anlaşılmalıdır. Muhatabın hatasından, dikkatsizlik ya da özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfal, aldatma yeteneğinin varlığını göstermez .”

Belgenin aldatma yeteneği olmamasına rağmen, belgenin verildiği devlet kurumu görevlisinin dikkatsizliği yüzünden işlem yapılsa bile resmi belgede sahtecilik suçu oluşmaz.

Ayrıca özel bir kanun devlet kurumlarına ibraz edilen belgenin sahte olup olmadığının araştırılmasını zorunlu kılıyorsa, araştırma yapmadan belgenin kabul edilmesi halinde resmi belgede sahtecilik suçu oluşmaz. Örneğin, Yargıtay, diploma denkliği için yabancı ülkeden diploması olmadığı halde gerçek dışı bir diplomayla başvuran kişinin resmi belgede sahtecilik suçunu işlemediğine karar vermiştir. Çünkü bu konuyla ilgili yönetmelik, özel olarak idari kuruma diplomanın sahte olup olmadığını araştırma zorunluluğu getirmiştir. Kurum araştırma yapmadan diplomayı kabul etse bile resmi belgede sahtecilik suçu meydana gelmez (Yargıtay - 11. CD. 4570/2836 K.)

Resmi Evrakta (Belgede) Sahtecilik Suçunun Nitelikli Halleri

· Resmi evrakta sahtecilik suçunun daha fazla cezayı gerektiren nitelikli halleri şunlardır:

· Kamu görevlisinin resmi belgeyi sahte olarak düzenlemesi, değiştirmesi, kullanması (TCK 204/2).

· Belgenin sahteciliği ispatlanıncaya kadar geçerli belgelerden olması (TCK 204/3)

1- Kamu Görevlisi veya Memurun Resmi Belgede (Evrakta) Sahtecilik Suçu (TCK 204/2)

Kamu görevlisi veya memur, görevinden dolayı suçun konusu resmi belgeyi düzenleme, değiştirme ve kullanma yetkisine sahip olmalıdır. Resmi evrakta sahtecilik suçunu işleyen kamu görevlisi veya memur, evrakı düzenlemeye veya kullanmaya yetkili değilse, bu fıkra hükümlerine göre değil, TCK md. 204/1 fıkra hükümlerine göre cezalandırılır.

TCK md. 6/1-c gereği kamu görevlisi (tanık, bilirkişi, avukat vs.) sayılan kişilerin de işledikleri fiiller bu fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

2- “Sahteliği İspatlanıncaya Kadar Geçerli Belgeler” ve Evrakta Sahtecilik Suçu (TCK 204/3)

Hukuken iki grup resmi belge olduğu kabul edilir: 1- Sahteliği ispatlanıncaya kadar geçerli resmi belge, 2-Aksi ispatlanana kadar geçerli resmi belge.

· Sahteliği ispatlanıncaya kadar geçerli olan belgeler, resmi kurumlar nezdinde tam güvenirliliğe sahip olup kesin delil niteliğindedirler. Örneğin, hakim tarafından tutulan duruşma tutanakları sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerdendir. Bu belgelerin aksi başka delillerle ispatlanamaz, ancak sahte oldukları ispatlanabilir.Örneğin, hakimin tuttuğu duruşma tutanağına duruşmanın oluş biçimi ile ilgili yazdığı herhangi bir şeyin aksi ispatlanamaz, duruşmanın hakimin tuttuğu duruşma tutanağından farklı cereyan ettiği iddia ve ispat olunamaz. Ancak duruşma tutanağının hakim tarafından tutulmadığı, sahte olduğu ileri sürülebilir. Şu belgeler sahteliği ispat oluncaya kadar geçerli belge olarak kabul edilir:

1- Mahkeme İlamları, 2- Noterlerde Düzenleme Biçiminde Tanzim Edilen Evraklar, 3- Duruşma Tutanakları, 4- Seçim Tutanakları, 5- Belediye Ceza Tutanakları (1608 sayılı Kanun md.6), 6- İlam Niteliğindeki Belgeler (İİK md. 38), 7- Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu gereği tutulan suç tutanakları, 8- Sayıştay İlamları.

· Aksi ispatlanıncaya kadar geçerli belgeler, resmi evrak olarak yine güvenilirliğe sahip olmakla birlikte aksi her zaman ispatlanabilen belgelerdendir. Yani, herhangi bir devlet kurumunun düzenlediği bir evrak (örn, trafik cezası tutanağı) bu kategoriye girer. Örneğin, ehliyet, nüfus cüzdanı, pasaport gibi şahsi kimlik belgeleri; avukatlık kimliği, mali müşavirlik kimliği gibi mesleki kimlik belgeleri aksi ispatlanıncaya kadar geçerli geçerli belgelerdendir.TCK md. 204/3’e göre resmi evrakta sahtecilik suçu yalnızca birinci gruptaki belgelerde, yani sahteliği ispatlanıncaya kadar (sabit oluncaya kadar) geçerli belgelerde işlendiğinde suçun cezası nitelikli, yani daha ağır hale gelir. Aksi ispatlanıncaya kadar geçerli belgelerde suçun temel şekli işlenmiş olur.

Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağın İspatı veya Gerçek Bir Durumun Belgelenmesi Amacıyla Sahtecilik Cezanın İndirilmesi

Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla resmi belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek ceza, 1/2 oranında indirilir (TCK md. 211). Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde daha az cezayı gerektiren hal olarak düzenlenen 5237 sayılı TCK’nın 211. maddesindeki hafifletici nedenin uygulanabilmesi için failin gerçek olan bir olayın kanıtlanmasını sağlamak amacıyla hareket etmiş olması gereklidir. Kanıtlanmak istenen olayın doğruluğu veya gerçekliği şart olmayıp, failin iyi niyetle bu olayın doğruluğuna inanması yeterlidir.

Resmi Evrakta (Belgede) Sahtecilik Suçu Cezası

Resmi evrakta sahtecilik suçu cezası, işlenen suçun basit ve nitelikli hallerine göre farklılık arz etmektedir. Buna göre;

· Resmi belgede sahtecilik suçu, resmi bir belgenin sahte olarak düzenlenmesi, başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya kullanılması şeklindeki suçun basit haliyle işlenirse sanığa verilecek ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK md. 204/1)

· Kamu görevlisinin görevinden kaynaklanan görevi kötüye kullanma suretiyle, resmi belgeyi sahte olarak düzenlemesi, değiştirmesi, kullanması halinde resmi evrakta sahtecilik suçunun cezası 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK md. 204/2).

· Resmi belgede sahtecilik suçunun maddi konusu olan belge, sahteliği ispatlanıncaya (sabit oluncaya) kadar geçerli olan resmi belgelerden ise yukarıdaki fıkralara göre belirlenen suçun cezası 1/2 oranında arttırılır.

Sağlık mensubu kişilerin (ebe, hemşire, doktor ve diğer tüm çalışanlar vs.) gerçeğe aykırı belge düzenleyerek kamunun veya kişilerin zararına yol açması veya herhangi bir haksız menfaat elde etmesi halinde resmi belgede sahtecilik suçu hükümleri gereği cezalandırılırlar (TCK md. 210/2 - 2. Cümle)